Eczaneden bir ilac al. Hatta simdiden nobetci bir eczane bul bu aksamdan iyilesme baslasin.

aseton efenim. eczaneye tonla para vermeyin. pamuğa döktüğünüz asetonu uçuğa bastırıp kısa bir süre bekletin, hemencecik kuruyacak ve yok olacaktır.

tonlarca ilaca vs'ye para harcamış biri olarak, en etkili çözümün bu olduğunu öğrendikten sonra çok faydasını gördüm.

not: kronik uçuk problemi olan biriyim.

Uçuk çıktıktan sonra kullanacağın ürünler pek çare olmuyor; onlar genelde çıkma aşamasında yakalayabilirsin etkili oluyor. Fakat illa bir ürün istiyorsan Vectavir diyebilirim.

iki saatte bir zovirax uygula. kurutuyor. gunde bes kere, iki saatte bir surmek gerekiyor.

vergi borcum var. kol gibi.

maaşım yatıyor(maaşım dedim dikkat edersen, artık işveren bile değilim)

sistem üzerinde hesabınızı bloke edebilir, araç ve gayrimenkulünüz üzerine haciz uygulayabilirler.

Peki ilgili tutarı hesaptan cekmek yerine bloke koyma durumu olur mu?

ihtiyati haciz kararı alınırsa koyar

tebligat parçası dosyaya dönmediğinden mahkemece sizinle ilgili bir işlem yapılmamıştır. önemli olan bu durumu hakimin fark etmesi. dosyanızı kontrol edin, gerekirse bir dilekçe ile durumu anlatırsınız.

bugün gidin durumu anlatan dilekçenizi mahkemeye sunun.

Doktorsuz ameliyat olmayacağı gibi mutlaka bir avukat ile temsil ettirin kendinizi.

Mahkeme 23 ekime ertelenmiş. İlgilenip cevap veren herkese çok teşekkürler.

öncelikle, başınız sağ olsun. allah sabırlar versin.

-reddi miras için davası açmanız gerekir. (3 ay içerisinde bu davanın açılması gerekir.)
-borçlardan sorumlu olmamak için her bir mirasçının talepte bulunması gerekir.
-reddi miras talebinde bulunsanız bile babanızın maaşından faydalanabilirsiniz. bu süre, (erkekseniz) eğitiminizin tamamlanmasına kadar; (dişiyseniz) evlenene ya da çalışmaya başlayana kadardır.
-babanızın mirasını reddetmeniz halinde, dedenizden babanıza geçen mirastan değil, kendi miras hakkınızdan faydalanırsınız.
*sanırım anneniz babanızın emekli maaşından gelecek miktarla kendi aldığı maaş arasında yüksek olanı tercih ederek ikisinden birini almaya hak kazanabilir.
*borçlar bölüştürülmez; ancak sınır elbette miras payınız oranındadır. örneğin, gayrimenkul üzerinde 1/4 (sembolik bu oran verilmiştir) miras payınız var ise, bu oranda sorumlu olursunuz.

buyrun?

buyursunlar

bize de buyrun

emsal.yargitay.gov.tr bu karar sanırım ?

T.C.

YARGITAY

19. CEZA DAİRESİ

E. 2015/2215

K. 2015/2303

T. 3.6.2015

• FİKİR VE SANAT ESERLERİ KANUNU'NA AYKIRILIK ( Radyo Televizyon Kuruluşlarının Umuma Açık Lokanta Bar Market Otel Vs. İşletmelerde Gerçekleştirdikleri Yayınlar/Hak Sahipleri İle Bu Kuruluşlar Arasında Yetki Devri ve Anlaşması Yapılması Gerektiği - Aksi Halde Hak Sahiplerinin Ancak Yayın Yapan Radyo ve Televizyon Kuruluşlarından Şikayetçi Olabileceği/Mali Hakların İhlalinden Bahsedilemeyeceği )

• ESER SAHİBİNİN HAKLARI ( Yayın Yapan Radyo ve Televizyon Kuruluşlar ile Hak Sahipleri Arasında Yetki Devri ve Anlaşması Yapılması Gerektiği - Yapılmaması Halinde Hak Sahiplerinin Şikayetçi Olabileceği )

• UMUMA AÇIK İŞLETMELERDE MÜZİK ESERİNİN RADYO VEYA TELEVİZYONDAN YAYINLANMASI ( Lokanta Bar Market Otel Vs. İşletmelerde Müşterilere Dinletmekten İbaret Olan Eyleminde Fonogram Yapımcısı ve İcracı Sanatçılar Yönünden Mali Hakların İhlalinden Bahsedilemeyeceği- Eylemin Suç Oluşturmadığı )

5846/m.80/1-c

ÖZET : Radyo ve televizyon kuruluşlarının yayınlarına ilişkin olarak, umuma açık mahallerde iletimin sağlanmasına izin verme veya yasaklama haklarına sahip olduklarının belirtilmesi karşısında, bu kuruluşlarda yapılan yayınlarla ilgili olarak hak sahipleri ile bu kuruluşlar arasında yetki devri ve anlaşması yapılması gerekir. Hak sahipliği devri ve bununla ilgili anlaşmanın yapılmaması halinde, hak sahipleri ancak yayın yapan radyo ve televizyon kuruluşlarından şikayetçi olabilir. Şüphelinin bir müzik eserini, radyodan yapılan yayında, işletmesinde umumi mahalde müşterilerine dinletmekten ibaret olan eyleminde, fonogram yapımcısı ve icracı sanatçılar yönünden mali hakların ihlalinden bahsedilemez. Atılı eylemin suç oluşturmadığı anlaşılmıştır.

DAVA : Yerel Mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle, başvurunun süresi ve kararın niteliği ile suç tarihine göre dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü:

KARAR : Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi.

Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede;

Dairemizce de benimsenen Yargıtay Yüksek 7.Ceza Dairesi'nin yerleşik kararlarında açıklandığı üzere, umuma açık işletmelerde ( lokanta, bar, market, otel lobisi vb ) müzik eserinin radyodan veya televizyondan yayınlanması halinde, fonogram yapımcısı, icracı sanatçı ve eser sahibinin bu yayını engelleme açısından haklarının bulunmadığı, bu yayın nedeniyle sadece radyo veya televizyon yayıncısının yayın üzerinde inhisari nitelikte mali haklarının ihlalinin söz konusu olacağı, bu durumda, müzik eserinin radyo veya televizyondan yapılan yayınını umuma ileten işletmeci, sadece radyo veya televizyon yayıncısının haklarını ihlal edebileceği, 5846 sayılı Kanunun 80/1-c-3 madde ve fıkrasında radyo ve televizyon kuruluşlarının yayınlarına ilişkin olarak, umuma açık mahallerde iletimin sağlanmasına izin verme veya yasaklama haklarına sahip olduklarının belirtilmesi karşısında, bu kuruluşlarda yapılan yayınlarla ilgili olarak hak sahipleri ile bu kuruluşlar arasında yetki devri ve anlaşması yapılması gerektiği, hak sahipliği devri ve bununla ilgili anlaşmanın yapılmaması halinde, hak sahiplerinin ancak yayın yapan radyo ve televizyon kuruluşlarından şikayetçi olabileceği anlaşılmakla, şüphelinin bir müzik eserini, radyodan yapılan yayında, işletmesinde umumi mahalde müşterilerine dinletmekten ibaret olan eyleminde, fonogram yapımcısı ve icracı sanatçılar yönünden mali hakların ihlalinden bahsedilemeyeceği ve atılı eylemin suç oluşturmadığı anlaşıldığından tebliğnamedeki düşünceye iştirak edilmemiştir.

SONUÇ : Eyleme ve yükletilen suça yönelik katılanlar vekilinin temyiz iddiaları yerinde görülmediğinden tebliğnameye aykırı olarak, TEMYİZ DAVASININ ESASTAN REDDİYLE HÜKMÜN ONANMASINA, 03.06.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

Nasıl teşekkür edeceğimi bilmiyorum sizlere. İyi ki varsınız. Gününüz, ömrünüz güzel geçsin.

b

not: mühendisim. uzman değilim yani.

doğru şık "b" şıkkıdır. çünkü OHAL anayasal bir düzenleme ve belirli koşulları ve karar alma süreçlerini gerektirir. halihazırda, anayasadaki düzenleme varlığını korumaktadır. OHAL'in sonlandırılması da yine aynı karar süreçleri neticesinde gerçekleşmiştir.

Geçen günlerde Diyarbakır'da OHAL ilan edilmişti sanki. Yanlış mı hatırlıyorum?

B değil ise D bence.

B

Not: Uluslararası İlişkiler okuyorum.

özel hukuk alanı mı kamu hukuku mu uzmanlık alanınız?

Arabuluculuk konusu gündemde, onunla ilgili artılar eksiler olabilir.

Dershanelerle ilgili verilen karar üzerine bir yazı olabilir.

Yargıtay'ın güncel kararlarından birini seçip onunla ilgili de yazabilirsin.

Hangi dergiye yazacağını belirtmemişsin ama belki buradan da ilham alırsın: www.guncelhukuk.com.tr

@free bird kamu hukuku.

iyuk md 20-a üzerine bir yazı yazabilirsin. yargılanmanın hızlandırılması ve fransa'daki referee kurumu hakkında.

bence iç güvenlik paketi veya anayasa hukuku, türkiye'de çıkması muhtemel anayasal krizler ve bunların yaşanmış örnekleri (ile karşılaştırması) olabilir.

Nükleer enerji ve çevre hakkı.

şayet avukatsanız pratik yansımalarıyla mutlaka karşılaşmışsınızdır. "hükmün açıklanmasının geri bırakılması" uygulamasının ceza hakimlerinde inanılmaz bir kolaycılık yaratması üzerinde çalışabilirsiniz.

gso lar ithalat iznşi

askerlik nedeniyle kıdem tazminatına hak kazanırsınız ve şirketin size bir maaş bedeli tazminatınızı ödemesi gerekir. ihbar tazminatı alamazsınız; aynı şekilde yıllık ücretli izninizi de ödemeleri gerekir.

ödemezlerse, ihtarname gönderip akabinde dava açmanız gerekir. zorlayabileceğiniz tek nokta burasıdır.

hayir

hayır. aksine yetersizliğini açıkça ifade etmeyi tercih ederim övgü gibi gerçek olmayan balon bir durum yaratmak insan ilişkilerini canlı tutarmış gibi görünse de vasat kişiye yapılacak en büyük kötülüktür. ne yazdık ki, öyle olmasa da, iş hayatı dinamikleri gerçek dışılığı kaldırmaz.

Övmem ama yermem de. Sonuçta yerersem diğer insanlar, hakkında olumsuz düşünebilirler. Tecrübe edinmesine yardımcı olurum. Olmuyorsa da yapacak bir şey yok.

"Daha iyi bir teklif aldim" gerekcesinde etik acisindan hicbir sakinca yok. Pat diye birakip da gitmezseniz gayet normal.

git daha iyi teklif var diye konuş. zam iste. yapmıyorlarsa niye gittin demeye hakları yok. millet enayi mi daha fazla ücret alabilecekken aza çalışsın. hakediyor demek ki başkaları o maaşı veriyor, piyasa yüksek demek. çalıştığın yer de verecek ya da ayrılacaksın.

patronların sürekli maliyet hesabı yaptığını düşünürseniz, daha iyi teklif almanız halinde yasal sürelere riayet ederek ayrılmanız fazlasıyla etiktir. etik olmayan davranışlar genelde çalışanlara özgü değildir; tam tersidir.

her bireyin hayatını daha iyi sürdürmek adına seçim yapma hakkı vardır. sekteröl olarak hiçbir sorun da yaratmaz.

Amme hizmeti yapmıyorsun ki. Tabii ki para için bırakabilirsiniz. Gerekli prosedüre uyduğun sürece hiçbir sakınca yaratmaz.

yüzyıllık yalnızlık, varolmanın dayanılmaz hafifliği, akıl çağı.

iki şehrin hikayesi, monte kristo kontu, açlık

kafka - dönüşüm
victor hugo - notre-dame'ın kamburu
John Steinbeck - inci

satranç stefan zweig

sefiller

suç ve ceza.

John Steinbeck - Faraler ve İnsanlar
Sabahattin Ali - Kürk Mantolu Madonna
Gaston Leroux - Operadaki Hayalet
Pablo Neruda - Yaşadığımı İtiraf Ediyorum
Yaşar Kemal - İnce Memed

bana göre
eksisozluk.com

ana-maksim gorki
perili ev-charles dickens
benim üniversitelerim-maksim görki

yeraltından notlar, uçurtma avcsı (klasikleşmiş bir kitap diyebiliriz), hayvan çiftliği.

okuduklarıma göre ve diğerlerinden farklı olması açısından.

1984
yükseltin tavan kirişini ustalar
saatleri ayarlama enstitüsü

yahu klasikler diyor hanımlar/beyler...

ilahi komedya
don quijote
suç ve ceza

sabahattin ali'nin dünya klasiği olduğu bir mecrada
canan tan-feraya
sevinç aksoy-burçlar
hülya avşar-o bir marka

vakıf serisi
robot serisi
dune serisi

hayır. milletvekilliği sonra erme hallerini inceleyebilirsin orada bu unsurun olmadığı görülecektir.

düşmez. onun için gerekli koşulların sağlanması gerekir

hayır düşmez.

tazminat hesabı son maaş üzerinden yapılır.

tazminatlarınızı son şirketteki 3 yılınız üzerinden ödemek isterlerse kabul etmeyip dava açabilirsiniz. bu durumda tanık, ticaret sicil kayıtları vb. şirketler arasındaki organik bağı ispatlayacak deliller sunarsanız davayı kazanırsınız.

aşağıdaki adresten hesaplayabilirsiniz.

ynb.datassist.com.tr

Son aya ait giydirilmiş brüt ücret x çalışılan yıl - damga vergisi olarak hesaplanıyor. Çalıştığınız 3 şirket de aynı işverene ait ise kıdem tazminatı tavanını aşmayaak şekilde 13 yıllık tazminata hak kazanırsınız. Bazı yıllar sigortanın az gösterildiğini kanıtlarsanız aradaki farkı da alırsınız.

kıde tazminatı alınan son maaşın brütü üzerinden hesaplanır.

önceki şirketlerle şimdi şirket ortakları aynı ise ya da organik bir bağı varsa ilk işe girdiğiniz şirketten başlanır tazminat ödeme süresi hesaplanması. (önceki şirket değişikliklerinde tazminat almadığınızı varsayarak söylüyorum.) davaya gerek kalmaz hem endişe etmeyin hakkınızı sonuna kadar verirler halka açık bir şirketse.

Dava acmana gerek yok ilk basladigin yerde maasin az gosterilmis, sizi sikayet ederim vergi dairesine dedigin anda canim cicim olacaksin. İstersen patronun kicindaki donu dahi alabilirsin. Yasanmistir.

13 yıllık tazminatını alman lazım. avukat ile görüş. tüm haklarını al. Sen onlar için çalıştın. Seni atıyorlarsa sonucuna katlanacaklar. Maaşı düşük gösterme falan hoş şeyler değil eğer büyük ve önemli bir firmaysa.

şirketler arasındaki fiili ve organik bağı ispatlarsanız, son aldığınız ücret üzerinden kıdem tazminatı alırsınız. mutlaka bir avukattan yardım almalısınız

muhtemelen son 3 yilin tazminatini odeyeceklerdir. kabul etmeyin , dava acin kesinlikle kazanirsiniz.

avukata gidip anlatin olaylari. toplayabildigin kadar delil topla mailler dekontlar vb

son maaşın üzerinden 13 yıllık kıdem tazminatını alsan da vazgeçme dava aç ve geriye dönük olarak sigortanın gerçek maaş üzerinden yatmasını sağla. kısa vadeli düşünme emekli olunca çok farkedecek, dua edeceksin bana.
zaten zor bir dava değildir tespit davası, birkaç tane bordro tanığı gösterirsin ayrıca sendikalardan emsal ücret araştırması yapılır ve büyük ihtimalle kazanırsın. davayı açtıktan sonra takip etmesen bile dava görülmeye devam eder.. mutlaka aç davanı.
bunun dışında şirketin halka açılmış olması bir şey değiştirmez, kimse senin davacı olmandan korkmaz, adamların zaten avukatları var ve sen dava açsan da açmasan o avukata maaş veriyorlar, sen davayı açıp kazanırsan da zaten ödemeleri gereken tutarı davanjn sonunda ödemiş olacaklar.. ben dava açacağım dediğinde git aç derler.

merhaba, sorununuz devam ediyor mu? avukatım, isterseniz yardımcı olabilirim.

ne kadar farklı şirkette gösterseler de iş ilişkiniz aynı işyeri ve işte devam ettiği için iş sözleşmeniz de devrolmuş sayılır. 13 yıllık kıdem tazminatı ve işçilik alacaklarınızı alabilirsiniz. ayrıca sgk'da giriş-çıkış, ücret düşüklüğü gibi hususları da hizmet tespit davası ile düzelttirebilirsiniz.

Ankara Emniyet'te bu işlem için girilen kapı 08:00'da açılır ama normal bir günde 7'den itibaren kapıda kuyruk oluşur, 100 metre falan kuyruk oluyor açılana kadar. Bu aralar ise büyük ihtimalle 4-5 katı oluşuyordur, bahsettiğin tarih olayından dolayı. İçeri girince zaten oradaki sıramatikten sıra alıyorsan geçmiş olsun, akşama kadar beklersin(sabah 8'den önce gidip ilk girenlerden olmana rağmen). İnternetten sıra almadan orada işlem yaptırmak ölüm. Bu tarihlerde daha da beterdir.

Kısacası senin için 29 mayıs sonsa mecbur gideceksin, 1 günde işlemlerin biter mi bilemem ama en iyi ihtimalle akşama kadar oradasın. Sabah 7'de kapıda sıraya gir, 8'de içeri girip koşarak sıramatiğe git, sıranı ne kadar erkene alırsan kar. İlk girenlerin koşuşturduğuna şahit olacaksın çünkü.

Sırayı da binanın kapısından girince 10 metre yürüyüp sağa döneceksin, sonra 20 metre yürüyüp sola döndüğünde karşına sıramatikler gelecek. Oraya direk yardır.

şuanda emniyet trafik şube müdürlüğü kilitlenmiş durumda ve inanılmaz kalabalık. gecikmeden gitmek sizin yararınıza olur.

Ayvayi yedim yani :( çok teşekkürler.

Gölbaşı denenebilir.
Fakat orada da ikamet yerini problem edebilirler.

mahkeme ve icra müdürlüklerinin yapacakları her türlü yasal işlemler için yazdıkları yazılara verilen isim.

ancak gümrük kapısında sizin hakkınızda nasıl bir yasal işlem yapabilirler onu anlayamadım. yanlış bilmiyorsam, yurda giriş çıkış yaparken haciz yapılması mümkün değil.

Bana da saçma geldi. Gümrük ve haciz kapılarına müzekkere yazacağız demişler. Kim nasıl gelip para alacak ki havaalanında benden.

inanın ben de anlayamadım ): tahsil edilme kabiliyeti olmadığı için belki sizi korkutmaya çalışmış olabilirler.

bahsettiğiniz şey, bir icra dosyası değilse, mahkeme masraflarının tahsili için vergi dairesi'ne müzekkere yazarlar. yurda giriş çıkışınız sırasında vergisel bir sorun ortaya çıkabilir.

İşte o vergisel sorun çıkar mı çıkmaz mı. Önemli olan nokta o. Diyorum ki ben tam ödeyecekken bu parayı bana sormadan icra dairesine bildirdiniz. Şimdi ana borç + icra masrafı istiyorsunuz. Ben sadece anaparayı öderim. Onlar da kabul etmiyor, bir kaç ay önce rest çekmiştim ödemiyoruö diye. Bu gün yine ehehe mehehe anapara + 114 lirayı ödeyin bari ödemezsen seni süründürürüz minvalinde bir email atmışlar. 114 lirasında değilim de böyle salak iş yapmasınlar, ona kızıyorum.

icra takibi yapılmış bir dosyadan bahsediyorsunuz. gümrük kapılarında yapılabilecek icrai bir işlem yoktur.

giremezsin.

giremezsiniz. adalet meslek yüksekokulu mezunu olmanız gerekir.

hukuk veya adalet mezunu olman lazım.

kürdistanda uyanırız. herkes biji biji diye konuşur.

HDP barajı geçerse AKP'nin tek başına hükümet kuramama ihtimali var. Yolsuzluk soruşturmaları açılabilir. AKP ve yolsuzluk deyince böylesi soruşturmaların nerelere varacağını tahmin edebilirsiniz.

Ama HDP'nin barajı adil bir seçimle geçtiğini veya geçemediğini söyleyebilmek için seçimlerde hile yapılmadığından emin olmak gerek. Ama daha önceki seçimler öyle demiyor.

Zira Bkz:

www.zaman.com.tr

www.hurriyet.com.tr

Peki bu hilelere karşı ne yapılabilir? Mesela Oy ve Ötesi'ne gönüllü olunabilir. oyveotesi.org Gönüllü olmak birkaç saniyelik bir iş. Sonrasında istediğiniz zaman vazgeçebilirsiniz de. Yapmanız gereken tek şey de seçim günü müşahitlik. Müşahitlik nasıl yapılır, nasıl müdahale edilir, bilmiyorum diye üzülmeyin. Oy ve Ötesi bir-bir buçuk saatlik eğitimlerle bilmeniz gereken her şeyi anlatıyor. Eğitim videoları ve dokümanları internet sitelerinde de mevcut.

Yapmanız gereken iş çok karmaşık değil. Gecenin bir yarısı oy çuvallarını korumanızı da beklemiyor kimse sizden. T3 diye bir yazılım sayesinde Oy ve Ötesi sonuçların değiştirilip değiştirilmediğini de tespit edebiliyor. CB seçimlerinde bu sistem denendi ve nihai sonucu değiştirmese de denendiği bölgedeki sonuçların düzeltilmesini sağladı.

Ben bile kıçımı kaldırıp seçim günü gönüllü olacaksam herkes yapabilir.

akp'ye hükümeti kurma görevi verilmesi açısından herhangi bir sorun olmaz. ancak, hükümet kurulduktan sonra güvenoyu olması gerekir ki, asıl mesele burada başlıyor. bu yüzden, hdp'nin % 10 barajını aşıp meclise girmesi halinde akp'nin 276 oy alması sorunu ortaya çıkacak. rte'nin cumhurbaşkanı olduğunu düşünürseniz akp yine fazla oy alacağı için hükümeti kurma görevini alacak. güvenoylaması meselesinde de hdp mi destekler, mhp mi destekler asıl renkler orada ortaya çıkacaktır.

not: zinhar, akp'li değilim.

çok daha güzel bir türkiye'ye uyanırız.

ikamet etmekte olduğunuz ilçedeki kaymakamlığa bağlı tüketici hakem heyetine başvurun

polis'e başvurun. nitelikli dolandırıcılık isnadıyla suç duyurusunda bulunun. adliye'de yardımcı olacak bir avukat muhakkak bulunur.

bir de "hukuki sürecin devam ettiğini" de mi söylüyorlar ? nerde arıyorlar bu hukuku ? :)

Kredi kartıyla almanıza rağmen bu kadar sürünmeniz yanlış, hiç kimsenin mi bilgisi yok ters ibraz hakkında da o kadar uğraştınız?

Şu anda mümkün müdür bilmem ama bu sorunu ters ibraz çok kolay çözermiş, bankayla bir görüşün belki bu kadar zaman geçmesine rağmen işlem yapılabiliyordur.

senden çok daha büyük biri olarak bende de zaman zaman aynı sorun var. bildiğim kadarıyla bir çaresi ya da ilacı yok. belki benim durumum çok daha vahim ): tom ve jeryy sarıldığında bile ağlayabiliyorum

ben cok aglaktim ta ki 18 yasinda bi travma yasayincaya kadar sonra aglama ozelligimi kaybettim cok zor agliyorum ama guzel birsey degil bu da :)
aglayacagini hissedince ortamdan uzaklas banyoya git yuzunu yika, sonra pencereden kafani disari uzat temiz hava al derin nefesler esliginde.

davalı tarafın yüksek yerlerde tanıdığı varsa tehdit edilmiş olabilirler.

büyük kısmı geri kafalı.

ben de bir iki örneğine şahit olana kadar konduramamıştım bu davranışlarını. ama bu tür kararları alanlar özel hayatlarında da böyle düşünüyorlar.

Himmet Dayı, bir değil iki değil! Sürekli böyle saçma sapan kararlar veriyorlar yahu. Problem nerede onu anlamaya çalışıyorum.

bence tehdit ediliyorlar başka açıklaması yok.

Kafalarını duvara sürtüp kıvılcım çıkartamıyoruz da ondan. Daha farklı bir yerden örnek vereceğim: www.radikal.com.tr

Bahadır'ı tanırdım, düzgün, entelektüel, iyi bir insandı. Şerefsizce bir saldırıda öldürüldüdü beş paralık değeri olmayan itler tarafından.

Görüntülerde bir mekan sahibinin elinde bıçakla Bahadır'a yöneldiği açıkça görülüyor. Ortada ölüm var, ancak saldıran 12 kişiden sadece 4'ü tutuklanmış. Hah, ben o adalete kalıp kalıp sıçarım işte.

geri kafalılıkla ne alakası var lan?
geri kafalılar çocuklara tecavüz edilebilir mi diyo?

Ağır Ceza hakimleri pek de yüksek maaşlarla çalışan memurlar değiller.

hakimleri bilmem de devletin (ve kanunların) vatandaşa karşı suç işleyenlere genel bir hoşgörüsü, bir sevecenliği var. devlete karşı bir suç işle bak ne yapıyorlar ?
mesela rahşan affıyla bir çok katil hırsız salındı ama devlete karşı suç işleyenler af kapsamı dışında bırakıldı.

öncelikle memlekette hukuk yok. ama bu kadar basit de anlatmak mümkün değil bu mevzuyu.

diğer ve en önemli nedenlerden biri yasaların çok geri olması. örneğin çocuk diye adlandırdığın bireyin bir suça maruz kaldığında rızasını cezada dikkate almıyor olman lazım, yasa al diyor, hakim de bazen mecburen bazen de kendisi de öyle düşünerek veriyor kararı.

bir diğer konu türkiye'deki yaygın ideolojinin kadına yönelik suçlarda kadını suçlu olarak görmesiyle ilgili. yani kadın taciz ediliyorsa bunun kadından kaynaklı olduğunu düşünüyorlar çoğu zaman. e hakimler de bu zihniyette zaten. o yüzden bu kararları verirken takdir haklarını kadınların aleyhine kullanabiliyorlar.

işin diğer tarafından basının yargı kararlarını özet ve işine gelecek şekilde aktarıyor olması. bu olayda vardır yoktur bilmiyorum ama kararların bir çoğu basında yer aldığı gibi olmuyor. çarpıtma ve dayatma gırla gidiyor.

bizzat gördüğüm bir dosyada, medyanın o haberi nasıl verdiğini görünce ağzım açık kalmıştı. magazinleştiriyorlar özet olarak.

bingölde bir hakim olduğunu düşün senin oturduğun lojmana,adliyede koruman olarak polis veya asker veriyorlar.dava içinde ve dışında muhattap olduğun insanlar hep polis ve asker maalesef bu yüzden hakimler polis ve askere verilecek cezalarda cesaret edip en yükseğinden cezalara hükmetmiyorlar hatta gördüğün gibi ceza bille vermiyorlar

türk yargılamasında, cinsel istismar suçlarında böyle bir yargılama geleneği yerleşmiştir. "evine rıza ile gitmek" ile cinsel istismar suçunun oluşumunu rıza sonucu meydana geldiği değerlendirmesi tamamen bu hatalı ve gelenekçi bakış açısının sonucudur. bir önceki ceza kanununda, bilindiği üzere sanıklardan biri evlenmeyi kabul ettiği takdirde ceza düşüyordu.

mağdure 15 yaşından büyük olduğu için de böyle bir değerlendirme yapılmış olabilir. daha önce n.ç davasında yargıtay maalesef bu şekilde "rıza" yorumuna dayalı haksız, hukuka aykırı bir değerlendirme yaparak bu konuda içtihat oluşturmuştur.

18 yaşından küçük olan her birey çocuk olarak değerlendirilmelidir. ceza kanununu sistematiğinde değerlendirme kıstası 0-12 yaş, 12-15 yaş, 15-18 yaş ve 18 yaş üzeri gibi son derece anlaşılmaz. bu algıyla, mağdurlar açısından da bu sistematiğe bağlı değerlendirme yapılıyor. yüksek yargıçlara, "rıza"nın çok ciddi bir şekilde açıklattırılması gerekiyor. cesur hakimler ve savcılar olmadığı sürece gelenekçi bakış açısıyla bu tarz kararları yadırgamamak lazım.

çocuğun yaşının dışında, kararda en kan dondurucu kısım "genel hayat tecrübesi ile sonucu öngörebilmesi" şeklindeki ifadelerdir. 15 yaşında bir çocuğun genel hayat tecrübesi gibi abuk subuk bir değerlendirme içerisine girilmesi aşırı derecede anlaşılamaz ve ürkütücüdür. bir suça maruz kalmak, hiçbir hayat tecrübesi ile ya da öngörme ile mümkün değildir. isterseniz 40, isterseniz 70 yaşında olun.

sorun islamda.

şikayet süreci işlemez. muhtemelen zaman aşımından dosyanız patlar. boşuna ugraştığınızla kalırsınız. hukuk yerine başka yollar ile adalet aramanızı tavsiye ederim.

şikayet süreci nasıl başlar'dan ziyade şikayetten vazgeçmemek önemli, yada baştan şikayetçi değilim diye ifadeniz imza altına alınmasın. bunlardan geri dönüş yok çünkü. sonradan ben yine vazgeçtim cezalandırılmasını istiyorum diyemiyorsunuz. Savcılığa suç duyurusunda bulunup şikayetçi olduğunuzu da belirttiğiniz dilekçenizi sunuyorsunuz. ek bir maliyeti yok.ceza davalarında avukata vekalet vermediğiniz sürece herhangi bir ücret, harç , gider avansı vs. hiçbir şey ödemeniz gerekmiyor. süreç muhtemelen sizin düşündüğünüzden uzun olacaktır. ama zamanaşımı kadar değil, genelde vekaleti verip ertesi aya sonuç beklediklerinden söylüyorum. sanıldığı kadar hızlı değil süreç, fakat korkulacak kadar da değil.ayrıca davaya müdahil olmak için talepte bulunmadığınız sürece kişinin yargılanma süreci sizden bağımsız bir şekilde işler, gidip gelmek zorunda kalmazsınız, fakat davaya bir etkide de bulunamazsınız böylece.

6 aylık şikayet süreniz var; ancak zaman kaybetmeden başvurursanız süreç başlamış olur. yaşadığınız (olayın meydana geldiği şehrin) büyüklüğü iş yükü ile doğru orantılı. büyük bir şehirse şayet dava açılması için gerekli süreç yaklaşık 1-1,5 yılı bulur.

şikayetiniz üzerine karşı tarafın ifadesi alınırken uzlaşma (şikayetten vazgeçmeniz için zararlarınızı giderme olarak özetleyebiliriz) teklif edilecek. durumun ciddiyetini anlayacak biri bu aşamada ya da öncesinde sizinle anlaşarak zararlarınızı giderebilir. gidermezse, yargılama sırasında uygulanacak kurallar (cezalandırma) bakımından yine zararlarınızı gidermesi söz konusu olabilecektir.

maddi zararınız açısından şayet yaptığınız masraflar var ise mutlaka belgelendirmeye ve belgelerinizi muhafaza etmeye çalışın. eş zamanlı olarak hukuk davası da açabilirsiniz ancak bu daha masraflı ve uzun bir süreçtir.

cumhuriyetbaşsavcılığına yapacağınız şikayetle ilgili hiçbir masraf bulunmamaktadır. dilekçeniz ve eki belgeler var ise iki nüsha olarak ve kimlik belgenizin fotokopisiyle bizzat teslim etmeniz gerekiyor.

bizim araca da park halinde iken asansörlü yük taşıma kamyonu ön tamponu komple indirmişti. kaçarken de plakasını alıp şikayetçi olduk.

sonuç savcılık takipsizlik kararı verdi. malıma zarar vereni şikayet ediyorum ve savcılık bana ne diyor.

hukukta süreler her ne kadar bunaltıcı uzunlukta olsa da 1. 1.5 yılı bulmaz davanın açılması.

@tolgan

delil yetersizliği mi dendi?
olayı gören güvenlik kamerası yokmuydu?

bu ülke onların ülkesi. bana da bir kamyoncu kırmızı ışıkta çarpıp sırıta sırıta yürüdü gitti. 1 saat sonra polis geldi, tutanak tuttu, karakola gittik, 1 saat bekledik, 1 saat ifade verdik, haftasonu olduğu için adliyeye gidip ücretine mukabil alkol muayenesine girdik, döndük karakola verdik sonucu vs. net 4 saat. elimde plaka da var. polis buldu telefonunu tescilden, aradı adamı "hayır ben orada değildim" dedi ve konu kapandı.

şahit veya daha iyisi görüntü yoksa hiç uğraşma hocam.

Bir adet şahit var. Kamyon bir özel okulun harfiyatını taşıyorken taş düşürüyor aracıma. Okul güvenliği şahit. Şöför ve inşaat şirketi kabul ediyor fakat hasarı karşılamıyorlar. Bekle bi ara veririz paranı diyorlar.

hocam güvenlik kamerasını geçtim şahitlerimiz vardı. savcı ilgilenmedi gidin itiraz edin diyor takipsizliğin altında da. hayret bişi.

Neyse böyle olmayacak demekki. Uygun fiyata glock varmı diye duyuru açayım yada ucuza bi pompalı filan bulÂyım.

şahit sağlamsa şikayetçi olunur, savcı kafasına göre şikayeti kabul etmiyorum diyemez. hayır bi kere neden savcıya gidiliyor ki, avukata gidin. avukat müşteki kısmına "plakası şu şu olan araç ve şu tarihte kullanan sürücü" gibi birşeyler yazabilir. mahkeme o kişinin gerçek kimliğini tespit eder. daha önce sözlükte paylaşılan dava dilekçeleri vardı, "twitter adlı sosyal paylaşım sitesinde rumuzu xxxx olan kişi" diye dava açmışlar.

kamyoncu üstüne bir de kaza yerini terketmek suçundan ceza alır.

agustostan itibaren küre merkezde havalar soğumaya başlar. yağmurlu olur vede. ağustosta soba bile yakılmaya başlanır. eylül ayı biraz daha soğur. merkezde pek bir yer yoktur. fakat valla, horna oralar çok ayrı. küreli olarak valla'ya gitmediğime çok yanıyorum. ne zaman nasil gidiyorsunuz? özel bir grupla mı gidiyorsunuz?

sonbahar (ekim-kasım dönemi) ve ilkbaharda (nisan-mayıs dönemi) gitmelisiniz. her ikisinde de, ağaçların muhteşem renklerine şahit olacaksınız. özellikle, safranbolu'dan bartın yolunu tamamıyla geçmenizi şiddetle tavsiye ederim

@2006 Hocam işyerinden bir grup gideceğiz. 14-15 kişi maksimum. 17-18 ekim haftası olarak planlıyoruz bakalım, inşallah tuttururuz. ben de ilk defa gideceğim, şimdiden heyecanlıyım :)

ekim diyosan çok geç olabilir. o vakitlerde hava hep kötü ve soğuk olur. ağustos gibi de gidebilirsiniz. ağostosta çok sıcak olmadığı gibi geceleri serin olur.

havanın durumunu kestirmek hiç mümkün değil; yağmurlu ya da çok soğuk olabilir. ancak sonbahar renklerini istiyorsanız mutlaka ekim-kasım dönemimde gitmelisiniz.

adama küreliyim götün donar diyom hala ekim-kasım diyor. o vakitte sis görürsün anca ha sis görmek istiyosan uygun evet.

internette biraz araştırdım, fotoğraf grupları genelde ekimin son haftası veya kasımın ilk haftası gidiyorlar. cevaplar için teşekkür ederim.

bu durumu söyleyip elinizdeki belgenin fotokopisini verin. 7 aydır bekliyorum, resmi belgeyi kaybettiniz savcılığa suç duyurusunda bulunurum deyin. gerekirse yeniden işleme alıp öncelikli olarak hallederler.

dahili meddah +1

ama iyi korkutun gözlerini, burdan çıkışta savcılığa gidiyorum bilginiz olsun fln deyin.

tüketici mahkemelerinde sıklıkla yaşanan bir olay. savcılığa giderseniz memurların başına biraz ekşinir, önce tatlı dille sonra savcılığa şikayetle tehdit edin. bir adalet personeli tüketici mahkemesi çalışanı olarak savcılıkla tehdit et cümlesini gülerek okuyorum buradan :D
yemiş bi halt iş bilmezler ama yoğunluktan olabiliyor. üzerinde durun sadece atarla giderle bi şey gelişmez.

belgelerinizin fotokopisini tekrar dilekçe ekinde teslim edin. dilekçenin en üst kısmına ve içeriğine, evrakların kaybolduğunun söylendiğini bu nedenle geçmiş 7 aylık süreçte göz önüne alınarak öncelikli inceleme yapılmasını talep ettiğinizi büyük harflerle yazın.

hatta tüketici hakem heyetine bu konuda ayrıca şikayet dilekçesi verebileceğiniz gibi başvurunuza alacağınız cevaba göre bimer'e de şikayet edebilirsiniz. bimer şikayetleri bekletmeksizin çok hızlı bir şekilde işlem yapmaktadır. ancak, ilgili heyetin bunu göze alabileceğini zannetmiyorum.